Once, bir sokak müzisyeni ile bir Çek göçmenin yegane aşk hikayelerini anlatan, sokak müzisyeninin şarkılarını yazarak, birlikte prova ederek ve kaydederek geçirdikleri olaylı bir haftayı anlatıyor. Babasının elektrikli süpürge tamir dükkanında yarım zamanlı çalışan adamımızın asıl hayali kendi şarkılarını çalıp bir albüm çıkartmak. Yakın zamanda Londra’ya taşınan kız arkadaşı tarafından terk edilmiş ve duygusal olarak çökmüş bir adam. Bir gün Dublin’in Grafter sokağında dolaşırken yeni bir hayat kurma ümidiyle Dublin’e taşınmış Doğu Avrupalı bir kızla tanışır. Üst sınıf bir konutta temizlikçi olarak çalışıp çok istediği piyanoyu alabilmek için para biriktirmeye uğraşan bu kızın hayatı hakkında önemli kararlar vermesi gerekmektedir. İrlanda’nın yaşadığı ekonomik patlamadan bu yana son derece materyalist bir hal almış Dublin’de, kendilerini toplum dışı hisseden bu iki insan müzik sayesinde güçlü bir bağ kurarlar.İrlandalı grup The Frames’in solisti Glen Hansard'ın başrolde oynadığı Once filmi, klasikleşmiş müzikallerin çok ötesinde bir film. Birçok başarılı müzikal filmde, oyuncuların performansı ve senaryonun akışı size o filmin müzikal olduğunu açıkça gösterir. Once filmi için bu klişe geçerli değil. Müzik filmin ana temasını oluştursa da bu durum size hiç müzikal havası vermiyor; çünkü her şey olağan bir akış içerisinde. Esas oğlan sokaklarda şarkı söyleyerek kendisine gereken parayı çıkartır ve bu sizi filmin içerisine girmeye zorlar. Gündüzleri para kazanmak için sokaktan geçen insanların seveceği tarzda parçaları çalıp, hava karardığında da kendi bestelerini çalmaya başlar. Bir gün ismi bilinmeyen esas kız onun şarkısını dinler ve hikayemiz bu şekilde başlar. Çok düşük bir bütçesi olan filmin soundtrack albümü o kadar çok ses getirdi ki, geçen yıl En İyi Orijinal Film Müziği dalında Falling Slowly
parçası ile oscarı kucakladı. 
"How often do you find the right person?" Sorusundan hareket eden film, müzikle iç içe geçen hayatların arasından, doğru insanı çekip çıkarmanın mümkünlüğünü sorgulatıyor izleyicisine. Markéta Irglová'nın sesinin devreye girmesinden sonra daha da büyülü bir hal alan Once, hayatlarındaki tüm zorlukları müzik sayesinde aşan iki farklı insanın yaşantısını anlatarak, ikinci bir darbe indiriyor klişelere.
Melodilere kulak vererek etraftaki tüm kötü sesleri duymamaya çalışmak ve hayatın en berbat anında aşkın tutkusuna kendinizi bırakmaya çalışmak. Filmi izlediğiniz zaman bunun çok da zor olmadığını görüyorsunuz. When your mind's made up parçasının da anlatmak istediği gibi, akla geldiği an yapılmalı birçok şey. Aşk için harekete geçmek belki bunlardan biri. Ama aklınıza gelmişken yapmanız gereken birkaç şey varsa eğer; Once filmini izlemek de kesinlikle onlardan biri.
Yorumlar
Yorum Gönder